Dikmen Lisesi Forum Yönetici
Mesaj Sayısı : 89 Yaş : 54 Yaşadığınız Şehir : 06 Ankara İşiniz : İnternet Editörlüğü Hobiniz : İnternet, şiir, sinema, surf Kayıt tarihi : 01/12/07
| Konu: Osmanlı Mimarisinden örnekler 2007-12-05, 23:09 | |
| ULU CAMIDüz çatili Selçuklu Camilerinin
Bursa'nin bu en büyük camisinin yapimina 1. Murat zamaninda baslanmis, Yildirim Bayazit zamaninda devam edilmis ve Çelebi Mehmet zamaninda bitirilmistir. Ulucami, düz çatili Selçuklu camilerinin kubbeli düzene çevrilmis ilk örnegidir.
Boyutlari 56x88 m. olan Ulucami 20 kubbelidir içinde 12 büyük ayak vardir. Bu ayaklar caminin için bes sahina çevirir. Bes sahindan her biri dört kubbe ile örtülüdür. Tel kafesli orta kubbeden bol is*k girer. Ulucani'nin çok kubbeli olugundan baska özellikleri de vardir: Içindeki sadirvan ve havuzu, abanozdan çivisiz olarak yapilan ve Türk dogramaciliginn birsaheseri olan minberi, duvarlarini süsleyen ünlü hattatlarin birbirinden, güzel yazilari.. Ortadaki kubbenin altinda bulunan sadirvan 18 köselidir. Fiskiyeden akan sular 3 katli ve 8 delikli yalaklarin birinden obürüne geçerek, caminin sessizligi Içinde kulaga çok hos gelen bir sirilti Ile havuza dökülür. Havuzun çevresinde abdest almak için 16 musluk varditr Bursa'nin en büyük camii olan Ulu cami iki minarelidir.
YESIL CAMI Bursa'nin en güzel anitlarindan olanYesil Cami, Sultan II. Murat zamaninda, 1422'de tamamlandi. Ölçülerinin ahenk ve asaleti, kabartma ve süslemelerinin zerafeti ve bollugu, çinilerinin piril piril isildamasiyla ünlü olan Yesil Cami ve onunla birlikte Yesil Türbe, ortaçagin dogudaki en güzel sanat eserlerindendir.
Giris kapisinin üzerinde butlunan kitabede, Ahi Bayazit oglu Vezir Haci Ivaz Pasa'nin, Çelebi Sultan Mehmed'in emriyle bu. caminin planini çizip ölçülerini tespit ettigini ve süslerini ismarladigini okuyoruz. Demekki bu saheserin yapilmasini emreden Sultan Çetebi Mehmet, emri uygulayarak eseri meydana getiren de Haci Ivaz Pasa'dir.Caminin içinde, üzerleri 12.5 metre çapinda birer kubbe ile örtülü iki sahin vardir. Sahinlarin biri ortada biri mihrab ve minberin bulundugu kisimdadir. Orta sahinda bir sadirvan bulunuyor.
YESIL TURBE Bu türbenin minari da Haci Ivac Pasa'dir. Sekiz köseli bir yapi olan türbenin kubbesi çadira benzer. Dis duvarlar yesile çalan çinilerle kaplidir. Türbenin içi, sandukalar, mihrab, duvarlar, cümle kapisi ile cephe kaplamalari da çiniden yapilmistir. Kibleye bakan mihrabi bir sanat hazinesidir. Buradaki çiniler Iznik çiniciliginin saheser örnekleridir.
Sehrin hemen hemen her tatafindan görülebilecek bir tepeye yapilan türbede Çelebi Sultan Mehmet ile ogullari Sehzade Mustafa, Mahmut ve Yusuf ile kizlari Hafize, Alise ve Daya hatunlar yatmaktadir.
Yesil Türbe de Yesil Cami gibi Türkiyi'de ortaçagin en mükemmel eseri sayilmaktadir.
Bursa'da, tarih ve sanat hazinesi bunlardan ibaret degildir. Muradiye. Emir Sultan gibi daha baska çok güzel camiiler, hanlar, hamamlar de vardir.Caminin bütün duvarlari üç metre yüksekligine kadar koyu yesil, açik ve koyu mavi çinilerle kaplidir. Büyük mihrabi bastan basa çinilerle örtülüdür. Mihrabin ortasi bes köseli beyaz, açik ve koyu mavi, siyah ve altin renkli çini kabartmalardan meydana gelmistir. Bu caminin essiz güzellikteki çinilerini Mehmet Mecnun, tahta oymaciligini ve dogramaciligini Mehmet Tebrizi, süslemelerini ise Ilyas Ali ustalar yapmislardir. ÇINILI KÖSK Dairelerden, büyük sofalardan, kubbealtlarindan ve kösklerden olusan Topkapi Sarayi'nin ilk yapilarindan biri, Fatih Sultan Mehmet'in 1472'de yaptirdigi Cinili Kösk'tür.
Çinili Kösk, Selçuk Çini sanatini Osmanlilarda devamini gösterir. Ayni zamanda mimaride Türk sanatini bir atilimidir. Iki asir sonra yapilacak saheserlerin müjdecisidir.
Mimar Atik Sinan tarafindan yapilan kösk, iki katlidir. Ortada tonozlar üzerine oturtulmus bir ana kubbenden, köselerde ise yine kubbeli bölmelerden meydana gelmistir. Ön tarafta tek parça beyaz mermerden ondört sütuna dayanmis bir revak vardir.Köskün özelligi ve güzelligi çinilerindedir.. Yukarida da söyledigimiz gibi, Selçuk çinilerinden ilham alinarak yapilmistir. Binanin içi bozdan boya beyaz, kahverengi, lacivert, firuze çinilerle süslenmistir. Firuze çiniler alti köseli, bunlarin arasina serpistirilen lacivert çiniler ise ücgen seklindedir. Bugün de sanatseverlerin hayranlikla seyrettigi çinilerin güzelligi yüzünden adina Çinili Kösk denmistir.
Çinili Kösk 1875'de müze haline getirilmistir. Burada Fatih ile ilgili esyalarin bir kismi sergileniyor.III. AHMED ÇESMESISultan III. Ahmed, tarihimizde ''Lale Devri'' diye anilan dönemin padisahidir. Bir isyan sonunda Taht'a ciktigi için 27 yillik saltanatinin ilk onbes yilinda sert davranmak zorunda kaldi. Bu yillarda Rusya, Venedik, Avusturya ve Iran'la savasildi. Prut ve Pasarofça andlasmalari imzaladi. Fakat, 1728'den, yani Lale devrinin baslamasindan tahttan indirilisine kadar geçen 12 yillik dönem tam bir refah, yenilik ve baris dönemi oldu.
Sair. Müzisyen ve hattat olan III. Ahmed, sanati ve sanatçilari korurdu. Bu devirde güzel sanatlarin her dalinda büyük ustalar, seçkin sahsiyetler yetisti. Türkiye'de ilk matbaa onun hükümdarligi sirasinda kuruldu.
Lale devrinde, özellikle Kagithane sirtlarinda yapilan kösk ve saraylar, isyanlar ve yanginlar sonucu mahvoldu, sairlerin, bestecilerin ölümsüz ve asilamayan eserleri zamanimiza ulasti, Türk sanatina büyük bir saheser disinda, mimari eserlerin izi bile kalmadi.
Topkapi Sarayi'nin ana kapisi karsisindaki III. Ahmed Çesmesi bir istisnadir. O, Lale devrinin solmayan bir çiçegidir. Bütün ihtisami ve güzelligi ile sapasaglam dutmaktadir. Basmimar Mehmed Aga'nin eseri olan bu sebilli çesme yalniz Lale devri sanatinin degil, bütün Osmanli mimarisinin en güzel örneklerinden biridir, essiz bir saheserdir.
Çesmenin planini bizzat III. Ahmed'in çizdigi, basmimar Mehmed Aga'nin bu plani uyguladigi söylenir. Çesçenin dört kösesinde yuvarlak birer sebil, sebillerin arasinda kalan kisimlarda da üç çesme bulunur. Çesmelerin yanlarinda süslü gözler vardir. Sebillerin üzerine küçük birer kubbe oturtulmustur.
Çesmenin Ayasofya'ya bakan yüzünde su misra yer alir:Aç Besmeleye iç suyu
Han Ahmed'e eyle dua. Ebced hesabina göre bu kitabe Hicri 1141 (Miladi 1728) tarihini, yani eserin yapildigi yili göstermektedir.
REVAN KÖSKÜ Topkapi'daki güzel kösklerden biridir. Sultan 4. Murat tarafindan 1635 yilinda, Revan seferinden sonra yaptirilmistir. Bunu da Mimar Kasim Aga yapmistir. Bu kösk ''Sarik Odasi'' adiyla da anilir. Sultanlarin sariklari burada dururdu.
Bagdat Köskü gibi Revan Köskü de sekiz cepheli veya sekiz çikintilidir. Kubbesi altin ve boya ile nakislandirilmistir. Uç çikintilarinin tavani ise deri üzerine islenöistir. Dördüncü çikintida güzel bir ocak bulunuyor. Aydinligin artmasi için üst üste pencerelerden baska kubbede de dört penceresi vardir. Çikintilardan ikisi kütüphanedir. Köskün içinde öilehaneyi andiran basik ve küçük bir oda daha görülür. Tavaninda bazi beyitler bulunmaktadir. Çift kanatli pencereleri sedef ve kaplumbaga sirti seklinde süslenmistir. Bugün köskün ortasinda duran mangal,Fransa Krali XV. Louis'nin 1.Mahmut'a hediyesidir.Kitabenin kendisi oldugu gibi, el yazmasi da Sultan III. Ahmed'e aittir. Çesmeyi çepçevre kaplayan yazi ise devrin ünlü sairlerinden Seyyit Vehbi'nin bir kasidesidir. Yapinin üstü ahsap, genis saçakli bir çatiyla örtülüdür. Çatinin üstü de kursuh kaplidir. Halk arasinda Sultanahmet Çesçesi diye anilan bu saheseri yerli yabanci bütün ziyaretçiler hayranlikla seyretmektedir. ISHAK PASA SARAYITürkistan, Selçuk ve Osmanli minariÖzelliklerini birlestiren bir Bey kalesi. Agri daginin ve Dogu Bayazit'in yakininda, yalçin daglar arasinda tek basina duran bir saray vardir: Ishakpasa Sarayiç
Bu yapi, sadece bir saray degildir. Türbesi, camii, surlari, iç ve dis avlulari, divanhaneleri, divan ve harem salonlari, çesitli koguslari, tavlalari ile bir Bey Kalesidir. Bir satodur.
Uzaktan bakildigi zaman, çevresinin tabii özellikleriyle tam bir uyum içinde olan muhtesem bir anit olarak göz alir, hayranlik uyandirir.
Türkistan, Selçuk ve Osmanli minari özelliklerini birlestiren bir yapidir. Camiinin kubbeleri Türkistan kubbeleri gibidir. Sarayi Topkapi Sarayini andirir; kapilari Selçuk sitilindedir. BUGÜNKÜ DURUMU Türk minarisinin en güzel örneklerinden olan Sshakpasa Sarayi 1784'de yapilmistir. O tarihlerde Ishakpasa Sancak Beyi idi. Beyligin merkezi olan sarayin harem dairesi iki katli, diger bölmeler tek katliydi. Bugün ikinci kat tamamen yikilmis durumdadir. Bu muhtesem yapinin kalintilari, duvar, kapi ve tavanlarin son derece süslü oldugunu gösteriyor.
Yapi, avlulari saymazsak, 50 metre genislikte ve 115 metre uzunlukta bir alani kapliyor. Eskiden bu sarayin oldugu yer bir yerlesim merkezi idi. Saray sehrin ortasinda kaliyordu. Ova tarafinda Dogu Bayazit kasabasinin evleri, diger yönlerde camiler, baska yapilar ve mezarlik vardi.
Bütün bulnar yikilmis durumda. Ama arastiricilar, ayrintilardan soyutlanarak kendi sadeligi içinde kalan sarayin daha iyi ortaya çiktigini ve güçlü mimari etkisini daha iyi gösterdigini söylüyorlar.
Yine arastiricilarin ifadesine göre, bugünkü sarayin yerinde daha önce, dogu sinirlarinin sancak beyi olan Çolak Apti Pasa'nin kendisini ve askerini emniyete almak için yaptiridigi kalesaray'i varmis. Ishakpasa, sarayini o yapinin temelleri üzerine yaptirmis.TÜRK MÜHRÜ Ishakpasa Sarayi'na ancak dogundaki tepeden açilan bir kapidan girilir. Diger taraflari yirmi.otuz metre yükseklikte saglam duvarlarla çevrilidir. Kapidan, önce dis avluya girilir. Bu avlunun atrafinda usaklar, seyis odalari, tavlalar vardi. Dis avludan iç avluya kemerli tak gibi büyük bir kapidan geçilerek girilir. Iç avluda da çesitli odalar ve koguslar vardi. Orta yerde bulunan harem dairesinin duvarlarinda Ishakpasa'yi öven beyitler bulunuyor. Kapinin iki yanina iki arslan heykeli konmus. Beylik divan odasi, yani toplanti salonu, eni 20, genisligi 30 meter olan dikdörtgen bir alani kapliyor.
Genel teskilati Topkapi Sarayi'na, kemerleri Selçuklu kemerlerine benzeyen bu anit, Anadolu'ya vurulmus silinmez Türk mühürlerinden biridirBAGDAT KÖSKÜ Topkapi Sarayi'nin kösklerinden en güzeli Bagdat Köskü'dür. 1639'da Sultan 4.Murat tarafindan, Bagdat'in zaptindan sonra, bu zaferin hatirasina yaptirilmistir. Mimari Kasim Aga'dir. Kösk sekiz cephelidir. Dört girinti gört çikinti ve kubbe saçagi ile orijinal bir mimariye sahiptir. Çepçevre saçagin tavani dörtköse çitalarla yapilmistir ve mermer sütunlar tarafindan tutulkaplama bir küre sarkar.Köskün üç kapisi ve yirmiiki penceresi vardir. Kapilar, pencereler ve dolaplar fildisi ve sedeflerle, duvarlar ve kemerler çinilerle süslenmistir. Köskün bakir ocagi, bu ocagin yanlarindaki gömme gözler, gözlerin çevresindeki çiniler essiz bir sanat eseridir. Bagdat Köskü'nün güzelligini arttıran özelliklerinden biri de, balkonunun, Istanbul'un en genis ve en güzel manzarasini kucaklamasıdır. | |
|